Yazınızı ilgi ile okudum. Yazınız bu konudaki bulanıklığı ortadan kaldırmaya ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.
LRF terimi sıklıkla satıcılar ve kullanıcılar tarafından kullanılanı bir terim. Zira üreticiler bu kavramdan uzak duruyorlar.
LRF'nin son zamanlarda popüler olması neticesinde aslen HRF disiplini içerisinde olan 3-15 vb. atar aralığına sahip kamışlar ve bu kamışlarla birlikte kullanılan diğer ekipman ile yemler de LRF disiplini içerisine sokuşturuldu.
Bunun LRF'nin ünü yüzünden tercih edilen ticari bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
Dokuz yıldır Akdeniz'de hafif takım balıkçılığı yapıyorum. Bu süre zarfında ben de uzun süre 15 gr. atarlı kamışlarla zaman geçirdim. Ağırlığı 2,5 - 3 kilo olan balıkları 0,6 PE iple kıyılattım. Fakat bu büyüklükte yakaladığım balık sayısı 10'u geçmedi. Bu kadar düşük ihtimali göze alıp daha kalın iplere geçmek yerine, daha ince iple risk alarak daha zevkli av yapmak benim açımdan daha mantıklı.
Şu anda 6 gr. atarlı kamışlarla 0,3 PE ip kullanarak daha zevkli avlar yapıyorum.
Size naçizhane önerilerim olacak.
Öncelikle "Hafif takım" teriminden vazgeçmek, onun yerine UL (ultra hafif) ve XUL (ekstra ultra hafif) tanımlarını kullanmak daha doğru olabilir.
Diğer bir konu da bu işe meraklı insanlara HRF (Hard Rock Fishing) disiplinini anlatmak ve LRF ile arasındaki farklardan bahsetmek, kavram kargaşasını sonlandırmada faydalı olabilir.
Genel olarak görüşlerinize katılıyorum. Yalnız şunu atlamamak gerekiyor.
5-6 yıl önce LRF avcılığı Türkiye'de en azından İSİM olarak bu kadar popüler değilken yani böyle bir pazar henüz tam anlamıyla oluşmamışken, bu konular sorun olmuyordu.
Zira insanlar bu işin potansiyelinden ve içeriğinde bi haberdi.
Zaman geçti. İçerikler artıp düşük gramajlı sahtelerle avcılık sonuç verip insanları mutlu etmeye başladığında. İnsnalar arayışa girdiklerinde herkes kavram üzerine atlayıp kenarından köşesinden tutunmaya çalıştı.
Bu 5g ve altı kavramı aslında çok da gelişi güzel söylenen bir kavram değil.
Gerçekten 5g ağırlığındaki sahteleri elinize aldığınızda, gramaj olarak çok düşük görünse de, LRF avcılığının gereklerinin farkında olan bir insan, bu ağırlığın zarif sunum için ne kadar yüksek bir ağırlık olduğunun bilincindedir.
Bu hafiflik - ağırlık olayının önemini anlamayıp her tür avcılığa LRF tabirini ekleyen insanlar - avcılar diyelim konunun özünü bayağı açık ara kaçırmış aslında LRF avcılığı yapmayan arkadaşlar.
Doğal olarak büyük çoğunluk SPIN - At Çek avcılığından geliyor.
Ben gelmiyorum örneğin. Hiç denemedim. Haz etmeyeceğimi biliyordum.
Sürdürülebilir bulmayacağımı ilk denemede anlamıştım.
Doğrudan hafif takım avcılığı ile başlayınca da (ki bu tabir de Türkçeleştirme çabasıdır ve iyi bir betimlemedir) konunun özünü doğasında anlayıp devam ettim.
Yani aslında bu tartışma. LRF nedir ne değildir tartışması benim için bir Soru işareti ya da Tartışma Konusu olmaktan son derece uzak.
Ancak bu farkı - kavramı tartışmadan da bir yere varmak güç.
Apayrı avcılıklar bunlar. At Çek avcılığı bana göre 5g ve üzeridir zira bir erim yakalayabilmek ve geniş mera taramak için bu 5g konusu sınır bence alt ağırlıklarda.
Spin - At Çek avcılığı buradan başlıyor ve adı üstünde ATIP ÇEKME avcılığı o.
Zira uzak mesafelerde aksiyonu ince vermek. Yani LRF'nin özünde olan finesse avcılık AT ÇEK de mümkün değil. Tekrar avcılığı SPIN avcılğı. Ama su üstü ama düz sarım ama yavaş sarım çok farketmez.
LRF ise tamam sahte üzerine yoğunlaşan. Gramlar hatta gram altı konular bu avcılıkta önemli. Bakalım bu konuları daha detaylı anlatmaya çalışacağım bir seri videoda mutlaka bir gün.
Yazdıklarına katılıyorum Emre abi. Zaten yazdıklarının doğruluğu, söz konusu videonun içinde saklı duruyor. Videoda kullanılan major craft solpara 0.6 10 gr atarlı kamışı uzun süredir kullanıyorum. Video içinde hanfish baskın 90 kullanılıyor, 12gr ağırlığında bir su üstü sahtesi. En başta bu kamışla atılması, lrf limitlerini değil, kamışın limitlerini zorluyor, hiç de keyifli olmadığını tahmin edebiliyorum. Her kamışın bir kullanım amacı var. Bu kadar insana paylaşım yapılırken dikkat edilmeli. Limitleri anlamsızca zorlamak değil, malzeme nasıl kullanılırsa değer kazanır, onu anlatmak lazım. Gerisi kullanıcıya kalır. Rastgele 🙋🏻♂️
Evet biraz farkındalık yaratmak iyidir. İnsanlar rahatsız olsalar da. Ucunda ticaret olsa da benim için doğru bilgi paylaşımı her şeyin başında geliyor. 10g atarlı kamışla 12g attığını bilmiyordum videoyu izlemedim hiç o gözle. O da ayrı bir ilginçmiş sahiden. Kafalar karışık belli ki.
2 yıldan biraz fazla oldu tekrar balık avcılığına geri döneli. Babam ve arkadaşlarımla el kelebi ile balık avladığım 30-35 seneden sonra. Döndükten sonra "oyundan ve geçirdiğin günden zevk alma" mantığı aynı kalmakla birlikte aslında kullanılan teçhizatın epey farklılaşmış olduğun gördüm. Yeni bir keşif alanı açıldı benim için. Sizin kanalınızla (lrfttr ardından sahtekutumtv) tanışma fırsatını yakaladıktan sonra, çok sevdiğim matematiği oyuna dahil etti.
Yazınızı dikkatlice okudum. İnsanların söylediklerini kırmadan, dökmeden yine matematiksel olarak cevaplamışsınız, tebrik ederim. Önce mera keşfi, ardından takımı ona göre dizmek ve neden keyif aldığını ve keyfi nasıl arttırabileceğinin peşinde koşmak aslından işin özü sanırım.
Teşekkür ediyorum güzel düşünceleriniz için. Evet özünde demek istediğim bu. Konu tamamen sizin neden hoşlanacağınızı keşfedip o konuda derinleşmek ile alakalı bence. Yoksa misina kalınlıkları. Atar aralıkları. Lider çekerleri havalarda uçuşup gidiyor. Ama asıl başarı bu detay gibi görünen konularının her birinin temelindeki matematiği anlamaktan geçiyor. Ki bu konuların çoğu gerçekten insanların zaten biliyorum dediği ama üzerinde hemen hiç düşünmemiş olduklarının farkında olmadığı konular ne yazık ki. Türkiye'deki pek çok konuda olduğu gibi bu konu da son derece yüzeysel derinliksiz devam ediyor konuşulmaya tartışılmaya.
Yani tabi daha çok insana anlatmak amaç. Yazı her zaman kalıcı. Söz ise uçucudur. Bu blog tarzı ortamı iyi oldu. Bayağı bilgi var üzerinde az düşünülen ve yazılıp çizilmeyen havada uçuşan aslında
Merhaba Emre bey;
Yazınızı ilgi ile okudum. Yazınız bu konudaki bulanıklığı ortadan kaldırmaya ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.
LRF terimi sıklıkla satıcılar ve kullanıcılar tarafından kullanılanı bir terim. Zira üreticiler bu kavramdan uzak duruyorlar.
LRF'nin son zamanlarda popüler olması neticesinde aslen HRF disiplini içerisinde olan 3-15 vb. atar aralığına sahip kamışlar ve bu kamışlarla birlikte kullanılan diğer ekipman ile yemler de LRF disiplini içerisine sokuşturuldu.
Bunun LRF'nin ünü yüzünden tercih edilen ticari bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
Dokuz yıldır Akdeniz'de hafif takım balıkçılığı yapıyorum. Bu süre zarfında ben de uzun süre 15 gr. atarlı kamışlarla zaman geçirdim. Ağırlığı 2,5 - 3 kilo olan balıkları 0,6 PE iple kıyılattım. Fakat bu büyüklükte yakaladığım balık sayısı 10'u geçmedi. Bu kadar düşük ihtimali göze alıp daha kalın iplere geçmek yerine, daha ince iple risk alarak daha zevkli av yapmak benim açımdan daha mantıklı.
Şu anda 6 gr. atarlı kamışlarla 0,3 PE ip kullanarak daha zevkli avlar yapıyorum.
Size naçizhane önerilerim olacak.
Öncelikle "Hafif takım" teriminden vazgeçmek, onun yerine UL (ultra hafif) ve XUL (ekstra ultra hafif) tanımlarını kullanmak daha doğru olabilir.
Diğer bir konu da bu işe meraklı insanlara HRF (Hard Rock Fishing) disiplinini anlatmak ve LRF ile arasındaki farklardan bahsetmek, kavram kargaşasını sonlandırmada faydalı olabilir.
Selamlar.
Genel olarak görüşlerinize katılıyorum. Yalnız şunu atlamamak gerekiyor.
5-6 yıl önce LRF avcılığı Türkiye'de en azından İSİM olarak bu kadar popüler değilken yani böyle bir pazar henüz tam anlamıyla oluşmamışken, bu konular sorun olmuyordu.
Zira insanlar bu işin potansiyelinden ve içeriğinde bi haberdi.
Zaman geçti. İçerikler artıp düşük gramajlı sahtelerle avcılık sonuç verip insanları mutlu etmeye başladığında. İnsnalar arayışa girdiklerinde herkes kavram üzerine atlayıp kenarından köşesinden tutunmaya çalıştı.
Bu 5g ve altı kavramı aslında çok da gelişi güzel söylenen bir kavram değil.
Gerçekten 5g ağırlığındaki sahteleri elinize aldığınızda, gramaj olarak çok düşük görünse de, LRF avcılığının gereklerinin farkında olan bir insan, bu ağırlığın zarif sunum için ne kadar yüksek bir ağırlık olduğunun bilincindedir.
Bu hafiflik - ağırlık olayının önemini anlamayıp her tür avcılığa LRF tabirini ekleyen insanlar - avcılar diyelim konunun özünü bayağı açık ara kaçırmış aslında LRF avcılığı yapmayan arkadaşlar.
Doğal olarak büyük çoğunluk SPIN - At Çek avcılığından geliyor.
Ben gelmiyorum örneğin. Hiç denemedim. Haz etmeyeceğimi biliyordum.
Sürdürülebilir bulmayacağımı ilk denemede anlamıştım.
Doğrudan hafif takım avcılığı ile başlayınca da (ki bu tabir de Türkçeleştirme çabasıdır ve iyi bir betimlemedir) konunun özünü doğasında anlayıp devam ettim.
Yani aslında bu tartışma. LRF nedir ne değildir tartışması benim için bir Soru işareti ya da Tartışma Konusu olmaktan son derece uzak.
Ancak bu farkı - kavramı tartışmadan da bir yere varmak güç.
Apayrı avcılıklar bunlar. At Çek avcılığı bana göre 5g ve üzeridir zira bir erim yakalayabilmek ve geniş mera taramak için bu 5g konusu sınır bence alt ağırlıklarda.
Spin - At Çek avcılığı buradan başlıyor ve adı üstünde ATIP ÇEKME avcılığı o.
Zira uzak mesafelerde aksiyonu ince vermek. Yani LRF'nin özünde olan finesse avcılık AT ÇEK de mümkün değil. Tekrar avcılığı SPIN avcılğı. Ama su üstü ama düz sarım ama yavaş sarım çok farketmez.
LRF ise tamam sahte üzerine yoğunlaşan. Gramlar hatta gram altı konular bu avcılıkta önemli. Bakalım bu konuları daha detaylı anlatmaya çalışacağım bir seri videoda mutlaka bir gün.
Yazdıklarına katılıyorum Emre abi. Zaten yazdıklarının doğruluğu, söz konusu videonun içinde saklı duruyor. Videoda kullanılan major craft solpara 0.6 10 gr atarlı kamışı uzun süredir kullanıyorum. Video içinde hanfish baskın 90 kullanılıyor, 12gr ağırlığında bir su üstü sahtesi. En başta bu kamışla atılması, lrf limitlerini değil, kamışın limitlerini zorluyor, hiç de keyifli olmadığını tahmin edebiliyorum. Her kamışın bir kullanım amacı var. Bu kadar insana paylaşım yapılırken dikkat edilmeli. Limitleri anlamsızca zorlamak değil, malzeme nasıl kullanılırsa değer kazanır, onu anlatmak lazım. Gerisi kullanıcıya kalır. Rastgele 🙋🏻♂️
Evet biraz farkındalık yaratmak iyidir. İnsanlar rahatsız olsalar da. Ucunda ticaret olsa da benim için doğru bilgi paylaşımı her şeyin başında geliyor. 10g atarlı kamışla 12g attığını bilmiyordum videoyu izlemedim hiç o gözle. O da ayrı bir ilginçmiş sahiden. Kafalar karışık belli ki.
Emre bey selamlar,
2 yıldan biraz fazla oldu tekrar balık avcılığına geri döneli. Babam ve arkadaşlarımla el kelebi ile balık avladığım 30-35 seneden sonra. Döndükten sonra "oyundan ve geçirdiğin günden zevk alma" mantığı aynı kalmakla birlikte aslında kullanılan teçhizatın epey farklılaşmış olduğun gördüm. Yeni bir keşif alanı açıldı benim için. Sizin kanalınızla (lrfttr ardından sahtekutumtv) tanışma fırsatını yakaladıktan sonra, çok sevdiğim matematiği oyuna dahil etti.
Yazınızı dikkatlice okudum. İnsanların söylediklerini kırmadan, dökmeden yine matematiksel olarak cevaplamışsınız, tebrik ederim. Önce mera keşfi, ardından takımı ona göre dizmek ve neden keyif aldığını ve keyfi nasıl arttırabileceğinin peşinde koşmak aslından işin özü sanırım.
Emekleriniz için tekrar teşekkürler.
Teşekkür ediyorum güzel düşünceleriniz için. Evet özünde demek istediğim bu. Konu tamamen sizin neden hoşlanacağınızı keşfedip o konuda derinleşmek ile alakalı bence. Yoksa misina kalınlıkları. Atar aralıkları. Lider çekerleri havalarda uçuşup gidiyor. Ama asıl başarı bu detay gibi görünen konularının her birinin temelindeki matematiği anlamaktan geçiyor. Ki bu konuların çoğu gerçekten insanların zaten biliyorum dediği ama üzerinde hemen hiç düşünmemiş olduklarının farkında olmadığı konular ne yazık ki. Türkiye'deki pek çok konuda olduğu gibi bu konu da son derece yüzeysel derinliksiz devam ediyor konuşulmaya tartışılmaya.
Burada biriken ve birikecek bilgilerle kitap yazılır.
Emre abi eline emeğine sağlık. Bildiğin üniversite tezi yazar gibi tane tane yazmışsın. Olaya noktayı koymuşsun. İşin özünü anlatmışsın.
Yani tabi daha çok insana anlatmak amaç. Yazı her zaman kalıcı. Söz ise uçucudur. Bu blog tarzı ortamı iyi oldu. Bayağı bilgi var üzerinde az düşünülen ve yazılıp çizilmeyen havada uçuşan aslında